August 27, 2011

Moskova

1 .Gün: 28.AğustosCumartesi

Arbat caddesi  Moskova'nın Moskova Nehrini Kızıl Meydan'a bağlayan trafiğe kapalı en popular caddesi. Cadde  portre ve karikatür çizen ressamlar , müzisyenler , gösteri yapan çeşit çeşit insan ve tabi ki turistlerle dolu. Bir çok Avrupa şehrinin aksine hediyelik eşya mağazalarında çalışanlar Türkçe biliyor ya da bilmese bile Türk olduğumuzu hemen anlıyor.  Ama Rusların pek misafirperver ve sıcakkanlı olmadıkları kesin. Sadece tanıdıkları insanlara karşı nazik ve ilgililer,yabancıları sevmiyorlar.

Bir çizgiden diğerine geçene 300 ruble veriyorlar geçemeyen ise 100 ruble ödüyor, geçen yok ama ...
 Bu arada Moskova dünyadaki en pahalı şehir olma konusunda Londra ve Tokyo ile yarışıyor. Deri bile olmayan basit bir tüylü Rus kalpağının fiyatı 500 $. İnanılmaz değil mi?

Hediyelikler arasında ilk gözümüze çarpanlar elbette ki matruşkalar. Rus ve Amerikan siyasilerden tutun, masal betimleri içeren yüzlerce çeşidi var. Bir ikincisi ise üzerileri resim çalışmalarıyla dolu  çeşitli büyüklükteki tahta yumurtalar Maskeler, bale yapan kız figürleri , köylü kadın bebekleri ise gözümüze çarpan diğer objeler arasında.

Arbatta Hediyelik Eşya Mağazasında

Arbat caddesi Türk restaurantları dahil olmak üzere çeşitli kafe -barlara ev sahipliği yapıyor. En çok dikkat çeken ise Mc Donalds dahil tüm bilindik bilinmedik mekanların isimlerinin Kiril alfabesi ile yazılmış olması. Sokak tabelaları hariç metroda bile Latin karakterlere rastlamak mümkün değiş. Bu da turist olarak yön iz bulmayı oldukça güçleştiriyor.

Mc Donalds gibisi yok :)

2 .Gün: 28.Ağustos Pazar

Tüm günümüzü girişi için 700 ruble ödediğimiz Kremlin sarayı içinde geçirdik.  Kremlin sadece tek bir saraydan ibaret olmayıp Sobornaya Meydanı etrafında kurulu katedral, kilise saray ve senato binalarının da bulunduğu etrafı surlarla çevrili bir yapılar topluluğu.

Kremlin Çan Kuleleri 1505 - 1508

Rusyada tüm kilise ve katedraller şeklini soğan dan alan kubbelerde almış. Çoğulukla kubbeler altın kaplama ve  iç dizaynlarıda oldukça ihtişam ve görkemli.

Meryem Ana Ölümü (Dormition) Katedrali: 1475-79 yıllarında yapılmış. Mitropolitik ve patrikliğe atanma, kararnamelerin okunma, çar ve imparatorların taç giyme ve en önemli devlet törenlerinin gerçekleştiği Rusya devletinin ana katedraliymiş.

Meryem ana Ölümü Katedrali ve Sobornaya Meydanı

Başmelek Mikail (Archangel Michael) Katedrali:  Moskova grandük ve çarlarının mezarı olan bu yapı 1505-08 yıllarında inşa edilmiş.

Duyuru (Annunciation) Katedrali: 1485-89 yıllarında inşa edilmiş.  Çar aile bireylerinin vaftiz ve  evlilik törenlerinin gerçekleştiği, günlük duaların okunduğu kiliseymiş.

Meryem Ana'nın Kutsal Elbisesi Kilisesi (Deposition o f the Robe): Rusya metropolit ve patriklerinin kullandığı kilise, 17. yüzyılda inşa edilen 12 Havari Kilisesinin (Twelve Apostles) ardından çarlık saray kompleksine dahil edilmiş.

Kopmleksin içinde yapılardan sonra en ilgi gören şeyler: 1585 yılında yapılan ve sadece bir kullanıldığı söylenen tonlarca ağırlıktaki çarlık topu  ve 1735 de dökülen ama çabuk soğuması için üzerine su dökülüp çatlatılan çarlık çanı.

Çarlık Topu
 Kremlin sarayı 20 bin metrekare ve 700 odadan oluşan Büyük Kremlin Sarayı , Terem Sarayı ve müze olarak kullanılan Devlet Silah Deposundan oluşuyor.

Kremlin Sarayı
Kremlin'e giriş 700 ruble buna 4 katedrale giriş dahil, Silah deposu için ise ayrıca bilet almak gerekiyor.

Biz silah deposunu daha sonra gezeriz düşüncesiyle saray surlarının hemen dibinde yer alan Kızıl Meydana (Krasnaya Ploşçad)  ve Moskova fotoğraflarının vazgeçilmezi St Basil Katedraline gitmeye karar verdik.
Krasnaya slav dilinde hem güzel hem kırmızı anlamına geliyor. Bu meydan Rusya tarihinde en önemli olayların sahnesi olmuş hep. Bu sefer ise Uluslararası Askeri Bando gösterilerinin yapıldığı bir sahne kurulmuş meydana geçici olarak. Yani bizim meydanı pek boş görme şansımız olmadı.

Meydanın hemen yanında Lenin'in mumyalanmış haliyle bulunduğu mozale var. İçeri girişte her türlü çanta, elektronik eşya ve hatta konuşmak yasak.

Biz Lenin ziyaretini başka bir güne ayırıp şu meşhur St Basil Katedralini fotoğraflayalım istedik. Bu katedral Rusya ordusunun Kazan hanlığına karşı kazandığı zaferi abideleştirmek üzere 1561 de tamamlanmış.Kubbelerin renklendirilmesi ise çok daha sonra 18.yy da yapılmış.

St Basil Katedrali

Meydanın bir diğer yanında ise iç mimarıyla  göz dolduran ve en ünlü dünya markalarını bulabileceğiniz alışveriş merkezi G.U.M. var.  Bu emkanı da biraz gezdikten sonra ayaklarımıza kara sular inmiş vaziyette evin yolunu tutuyoruz.


G.U.M Alışveriş Merkezi

3. Gün: 29.Ağustos Pazartesi

St Basil Katedraline son giris saati 16.30 ve giriş ücreti 250 ruble (Aslinda çıkış kapısından usulca içeri girilebilir kontrol yok :))  Tüm duvarlar freskler ve Ordodoks kilisesinin ihtişamlı resim çalışmalarıyla bezeli. Biz oradayken 3 kişiden oluşan bir koro dini bir seslendirme yaptıktan sonra CD yi satın alabileceğimizi söyledi. Dışarıdan bakıldığında kubbelere çıkıp Moskova'ya tependen bakma isteği uyansada  yazikki kubbelere çıkılmıyor.

St Basil içeriden görünüş
St Basil'in ikinci katından Moskova Nehri görüyor. İstikatmet Nehri geçip haritada tanımlanan yürüyüş parkurlarından birini tamamlayarak nehir boyunca devam etmek.

Pyatnitskaya caddesi Moskova'da şimdiye değin gördüğümüz caddeler içinde en geniş olmayanı. Cadde boyunca kafe ve dükkanlar var fakat pek belli olmuyorlar. State Tretyakov Galerisinin önünden geçerek tekrar nehre ulaşıyoruz Karşımıza çıkan köprüde üzerinde kalp ve binbir şekildeki kilitlerle dolu ağaçlar var. Kilitlerin üzerinde çiftlerin isimleri ve bir de tarih yazıyor. Daha sonra öğreniyoruz ki burası Aşıklar Tepesi. Evlenen çiftler buraya birlikteliklerinin sonsuza dek sürmesi için kilitleri asıp anahtarını da nehre atıyorlarmış.

Aşıklar Tepesi
Karşısı Bolotnaya meydanı ama biz karşıya geçmeyip kanal boyunca devam ediyor ve tam iki kanalın kesiştiği yerde Büyük Petro'in (I.Petro) 1997 yapımı gemi üstüne gemi heykeliyle karşılaşıyoruz.

I.Petro Heykeli

Solumuzda 100 bin fazla esere ev sahipliği yapan dünyanın en ünlü sanat galerilerinden Tretyakov Galerisi ve Heykel parkı var. Parka giriş 100 ruble. İçerisi ağaç ve metal heykellerle dolu. Hem geziyor hem dinleniyoruz.

Heykel Park

4. Gün: 30.Ağustos 2011 Salı

Moskova haritasındaki bir başka yürüyüş parkını seçip Bolshoy tiyatrosunun önunden başladığımız tura görülmesi gereken bir diğer cadde olan Tverskaya Caddesi üzerinden devam ediyoruz.

Bolshoy Tiyatrosu



Karşımıza masaları sokaklara taşmış kafelerle dolu trafiğe kapalı Kamergeraky caddesi çıkıyor.  Petrovka caddesine bağlandığımızda ise Modern Sanatlar Müzesi'nin bahçesinde buluyoruz kendimizi. Bahce bronz heykellerle dolu ve bir de şirin kafesi var.

Modern Sanatlar Müzesi Bahçesi

Burada biraz soluklanip yolumuza haritadaki hat boyunca devam ederek Kurtarıcı İsa Katedralinin önünde tamamlıyoruz. Kurtarıcı İsa Katedrali 1812 yılı savaşındaki zaferin anısına dikilmiş. Katedral 1931 yılında yıkılp yerine havuz yapılmış. Tekrar 1990 da  tümüyle yeniden inşa edilmiş.

Kurtarıcı İsa Katedrali

Moskova'ya gelip nehir gezisi yapmamak olmaz.Arbat Caddesinin nehirle buluştuğu noktadan kalkan tekneler yaklaşık bir saatlik bir tur yaparak nehir boyunca şehri izleme fırsatı sunuyor.

Tekneden Kremlin Sur ve Burçları

5. Gün: 31.Ağustos 2011 Çarşamba

Bugünkü hedef Lenin'i ziyaret edip bir de Kızıl Meydan etrafındaki seyyar satıcılardan bir kaç küçük hatıra eşya satın almak.  Mozaleye girişte tüm elektronik aletleri kasaya bırakıp girmek gerekiyor Mozale girişi ücretsiz fakat kasa ücretli. Komik bir şekilde sıraya girmiş bir grup insan Lenin'in etrafında bir tur atıp çıkıyoruz.

Dönemin devlet başkanlarından oluşan bir matruşka seti ve bir kaç mıknatıs ile shot bardaklarımızı alıp Nazım Hikmet'i ziyaret etmek üzere Novodeviçiy mezarlığına doğru yola çıkıyoruz. (Matruşka devlet adamları 600 ruble, 3 lü shot bardağı 120 ruble, 3 matruşka mıknatıs 100 ruble)

Novodeviçiy Manastırı

Novodeviçiy 1524 yılında Rusya'nın Polonya ve Litvanya kuvvetlerine karşı kazandığı zaferi anısına kurulan şehrin en güzel manastırlarından biri. Manastırın içindeki Smolensk Meryem Ana İkonu Katedrali ve Geçit Başkalaşım Kilisesi ilk göze çarpan yapılardan biri.  Manastırın geniş arazisi içinde bir çok önemli kişiye ait olduğunu düşündüğümüz mezar taşları vardı. Acaba Nazım nerede diye epeyce bir oyalandıktan sonra yanlış yerde aradığımız farkedip, Manastırın dışında ama hemen arkasındaki mezarlıkta Rusya'nınKremlin mezarlığına sığmayan tüm ünlü düşünür,yazar, sanatçı ve politiklerinin huzur içinde yattığı esas gitmemiz gereken Novodeviçiy mezarlığına ulaştık. (Manastır giriş 250 ruble)

O mavi gözlü bir devdi, minnacık bir kadın sevdi...



6. Gün: 1.Eylül 2011 Perşembe

Moskova düzlük üzerine kurulu bir şehir olduğundan yüksek bir yerlere çıkıp şehri tepeden izlemeyi çok istiyorduk. Moskova'nın kuzeyinde bulunan Ostankino TV / Radyo kulesine çıkma fikri de buradan doğdu. Kule Avrupa'nın 1. ve dünyanın 3.  en yüksek kulesi. Ekim devriminin 50. yılında yapılmış. vardığımızda önceden rezervasyon yapmamız gerektiğini 20 dk ve 1 saatlik turlar olduğunu, 20 dk turda yer olmadığı için ancak 1 saatlik tura katılabileceğimiz ama 500 ruble civarı bir fiyaat girebileceğimiz vs söylendi. Açıkçası çıkmadık ama çıksaydık Moskova'yı yerden 334 metre yükselikten izleme şansımız olacaktı.

Ostankino TV & Radyo kulesi

Tercihimizi Kozmonot müzesinden yana kullandık. (Giriş 200 ruble)  Müzede Sovyet uzay gemileri, Yuri Gagarin ve dah bir çok mühim astronotların kıyafet ve eşyaları, uydular hatta uzaya gönderilmiş ve artık içi doldurularak muhafaza edilmiş köpekleri görmek mümkün. Ayrıca MIR uzay istasyonunun birebir kopyasıda yine bu müzede.

Müzenin bulunduğu bölge aynı zamanda Kongre ve Sergi Saraylarınında bulunduğu bir semt. Sergi kompleksinin ana pavyonu görsel bir şölen gibi.  Çok fazla vakit ayıramadığımız bu meydanı sadece bir kaç fotoğraf karesine sığdırmakla yetindik çünkü akşam St Petersburg'a doğru yola çıkmak üzere hazırlanmamız gerekiyordu ...

Halkların Dostluğu Fıskiyesi