Manzarayı görüpte durmamak ne mümkün |
Yemyeşil manzarayı izlemesi oldukça keyifli. Sadece Kefken’e yaklaştıkça hafif virajlar ve bir de Pembe Kayaları görmek isteyenler için biraz topraklı, toz duman bir süreç var. Ama kesinlikle değer...
İlk durağımız Kefken’di. Geniş ve uzun kumsalıyla Ramazan olmasına rağmen oldukça hareketli görünüyordu. Kampçılar için kamping alanı var, çadır kiralamakta mümkün. Fakat açıkçası kamp alanı olarak ilk tercih olmayabilir keza gezdikçe fark ettik ki Kumcagiz’daki kamp alanı gayet deniz manzaralı.
Pembe Kayalar |
İkinci durağımız isminden de anlaşılacağı üzere adini renginden alan Pembe Kayalardı. Sabahın erken saatlerinde gitmiş olmanın rahatlığıyla yaklaşık 2 saatimizi fotoğraf çekerek harcadığımız bu doğa harikası koyda bir zamanlar tatlı su alabalığı yetiştiriliyormuş. Kayaların özelliğine gelince sudayken yumuşak suyun dışında ise sert olmasıymış. Sultanahmet Camii de dahil olmak üzere Osmanlı döneminde bir çok eserin yapımında bu kayalar kullanılmış. Bazıları dikdörtgen şekilde kesilmiş olarak suyun içinde yatmakta.
Pembe Kayalar |
Güneş iyice tepeye çıkınca artık bir ıslanıp rahatlamanın vaktinin geldiğini düşünerek sahil boyunca devam ettik. Üçüncüi durağımız ise Cebeci plajı oldu. Kefken gore sakin bulduğumuz plajda güneşin ve Karadenizin çılgın dalgalarının tadını çıkarttıktan sonra , yemek yiyecek bir yerler bulmanın derdine düştük. Cebeci yazlikcilarin kullandigi bir tatil beldesine benzemesine rağmen restaurant ve hareketlilik açısından fakirdi, biz de bir umut bir sonraki koya doğru yola çıktık.
Cebeci |
Babalı inanilmaz bir manzara ve huzur dolu bir sessizlikle bizi bekliyordu. Deniz keyfini bu muthtesem bakir koyda yapmadigimiz için uzulduk açıkçası. Babalinin hem buyuk ve uzun bir plajı hem de bitiminde küçük bir tepe ve tepenin ardında minik kendi halinde bir koyu var.
Babalı |
Gez dolaş bir yere kadar tabii. Artik midemizde canlar caliyor ve biz hala yemek yiyecek acik bir lokanta / restaurant bulamamanin sikintisini cekiyoruz.
Şansımızı geri dönerek aslında ilk gördüğümüz ama dönüşte uğrarız dediğimiz Kerpe’de deniyoruz. Ve görüyoruz ki meğerse tüm şenlik Kerpe’deymis. Kerpe’nin sahiline inen yol trafiğe kapalı. Sahil boyunca denize sıfır balık restaurantları var. Av yasağına rağmen olta balıkçılığı serbest oldugudan taze balık yenebilir. Biz tercihimizi tabelalarını yol boyunca gördüğümüz Kaptan Restauranttan yana kullanıyoruz. Tavsiye eder miyiz , aslına bakarsanız servis, hız ve hizmetten hic memnun kalmadık. İlla deniz üstü bir balık restaurantı diyorsaniz başka bir tanesini seçin derim.
Kerpe |
Restaurantların devamında betonların üzerine serpe serilmiş yazlıkçılar uzanmakta. Biraz daha ilerleyince yamaçlar üstüne yerlesmiş bir kaç reastaurant - kafe daha var. Biz ismi nedeniyle Kerpe Diem’i seçtik. Balık menüsü de olan bu restaurantta çay, kahve içmek, dondurma yemek, tavla oynamak, tahta platformlarin uzerindeki şezlonglarda güneşlenmek mümkün.
Kerpe |
Her ne kadar Pembe Kayaları gun batiminda da görmek istesekte pilimiz bitmis bir halde Kerpeýe hoscakal dedik.
Pazar gunu için oldukça keyifli bir kesif gezisi yapmis olduk...
NOT: Bir çok yerde kiralik ev, oda ilani vardi, sanirim haftasonu konaklamak isteyenler için pek sikinti yasanmiyacaktir.
Bir de inanilmaz emlakci var her tarafta, buralar oldukça degerlenecek gibi, hani bilmiyorum yatirimcilar varsa aranizda ;)
Nasil gidilir’e ilave olarak yol boyunca Izmitten belediye otobuslerini gorduk, hani arabaniz yoksa diye soyluyorum, ama koylar arasinda nasil gezilir derseniz , bir minibus gordum sadece, bilmiyorum ne kadar verimli olur...