December 11, 2011

Şeb-i Aruz Zamanıdır

KUBBE-İ HADRA'DAN (Yeşil Kubbe)

Her etek tennûredir, Her satır bir sûredir, Her edâ mânâ demek....
Konya Mevlâna demek !

Gel ki yollar boş değil; Her nefes ney, her yeşil. Kubbe-i Hadrâ demek.
Konya Mevlâna demek !

Türk alırken Asya'yı , Mevleviler Konya'yı , Etmiş istilâ demek.
Konya Mevlâna demek !

Burda yer, gök ihtizaz , Burda boş dönmez niyaz; Burda yoktur " lâ " demek...
Konya Mevlâna demek !

Kar döner, rüzgar döner; Yol döner, yollar döner... Yok bir istisnâ, demek..
Konya Mevlâna demek!

Arif Nihat ASYA

1.Gün: 09 Aralık 2011 Cuma

Akşam 20.40 uçağıyla 9 + 2 kişiden oluşan ekibimizle Konya’ya vardığımızda henüz yemek yememiş ve ilk iş olarak 8 TL vererek  Havaş’la atladığımız gibi merkezde (Anıt’ta) inerek soluğu etli ekmek yemek üzere .... almıştık.
Intertech Ekibi

Etli ekmek dediğimiz lahmacun benzeri kıymalı fakat bir masa uzunluğunda ince kıyır kıyır bir hamur. Bununbirde peynir ilavelisi olan Mevlana var. Başka bir alternatif ise kuşbaşı küçük et parçalarından yapılan Bıçakarası. Doğru yerde iseniz her üçünü de denemeniz şiddetle tavsiye edilir.

Yemeğin üstüne zorlukla yer bulduğumuz Şato Hotel’e doğru yol aldık. Şato Hotel temel ihtiyaçlara hitap eden ortalama bir otel. Odalar temiz, yataklar pek konforlu değil maalesef. Aralık ayında hava oldukça soğuk olmasına rağmen otel odaları sıcacık.

Konya’ya Şeb-i Aruz törenlerine katılacaklara ilk tavsiye havanın soğuk olacağını göz önünde bulundurarak mümkünse outdoor kıyafetler getirmeleri.


2.Gün: 10 Aralık 2011 Cumartesi

14.00 te başlayan törenler için bilet ayarlayabildik, bu nedenle öğleden önce kısıtlı olan vakitte Mevlana Müzesini ziyaret etmeyi tercih ettik. Giriş  3 TL, müzekarta ücretsiz. Ayrıca 5 TL audio kulaklıkları kiralamak mümkün.

Mevlana Dergahı aslında Dervişlerin binbir gün boyunca çile çekerek kendilerini eğittikleri bir okul gibidir. Çile, mevlevi geleneğine göre bir hücreye kapanarak yapılır. Çileye çekilen dervişe ”Çilerisin” denir. Çile, bir içe kapanış, bir öz eğitim, kendini yetiştirme yoludur. Çileye törenle girilir, çileden törenle çıkılır.  Bu süre matbahı şerifte, toplamı bin bir günlük içinde Ayakçı, Süpürgeci , Çırağcı, Kandilci,  Meydancı, Somatçı, Tahmisçi, Yatakçı, Pazarcı, Bulaşıkçı, Dolapçı, Ayrızcı, Şerbetçi, Çamaşırcı, Tarikçi, İç kandilci, Paşmakçı, Lokmacı  görevlerini yapar. Tekkede ayrı ayrı önem ve özellikleri bulunan bu hizmetlerin yapılması bin bir günlük çile süresinde tamamlanır ve dede ünvanını alan dervişe bir hücre tahsis edilir. Hücre sahibi derviş ilk üç gün zaruri ihtiyaçlar dışında hücreden , sonraki  18 gün boyunca da dergahtan çıkamaz hücre çilesine girer. Çilesini tamamlayan derviş şeyhe götürülür, sikkesini tekbirleştirir ve bundan sonra Mevlevi Dede olur.  Derhahta ayrıca ilgi ve kabiliyetlerine göre şiir, Mesnevi , musuki, hat ve tezhib konularında eğitilirler.

Mevlana Müze ve Türbesi
Müzede hücrelerin dışında Kuran-ı Kerim’in okunduğu Tilavet Odası, Mesnevi ve Divan-ı Kebir’in sergilendiği, Horasan Erlerinin sandukalarının bulunduğu Huzur-u Pir Türbesi, Semahane, çok değerli halı ve ahşap kapı , ayrıca nadide cilt, hat ve tezhip örneklerinin bulunduğu Mescid, yine çok değerli Bursa kumaşlarının sergilendiği Kumaş bölümü  ziyaret edilebilinir. Mevlana ve oğlu Sultan Veled’in mezarları Yeşil Kubbenin tam altındadır.

Gösteri öncesi öğlen yemeği için araştırma yapmaya başladık, Tandır etli ekmekten sonra tadılması gereken ikinci önemli tavsiye idi. Gidilmesi gerekn adres ise Hacı Şükrü. Koyun kuzu etiyle problemi olmayanların zevkle gidebilecekleri bir mekan. Maalesef ben tercihimi Mevlana’dan yana kullandım.

Sema gösteriler gündüz 14.00 ve gece 20.00 olmak üzere iki seansta Mevlana Kültür Merkezinde gerçekleşiyor. İlk önce Ahmet Özhan Mevlanın mesnevilerinden derlenen şarkıları seslendiriyor. Ardından küçük bir Mesnevi sohbetinin ardından Sema gösterisi başlıyor. Yaklaşık 2 – 2,5 saat süren tören boyunca flaşsız fotoğraf çekmekilebiliyor.

Ahmet Özhan'ın sesinden Mesneviler
Sema Gösterisinden

Gösterinin ardından yürüyerek şehir merkezine doğru ilerledik .Yol üstünde en fazla Şehit veren illerden biri olan konya’nın İstiklal Harbi şehitliğini ziyaret ettik. Havanın kararmış olması , oldukça güzel ışıklandırılan bu mekanın gözümüze daha da güzel görünmesini sağladı. İnce ahşap el işçiliğinin ürünü avlu oldukça büyüleyici. İç avlu da ise Kurtuluş Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış harekatı şehitlerinin isimleri yazılı tablolar bulunuyor.  Müzede dönemi anlatan minyatür maketlerde oldukça etkileyici ve de öğretici.

Şehitlik Avlusu
 Akşam yemeği için yolumuzu Köşk Konya Mutfağına çeviriyoruz. Önceden rezervasyon yapmakta fayda var.  Menü koyun ve kuzu yemekleri ağırlıklı, Bamya sevenler Bamya çorbasını, sevmeyenler hafif acılı tavuk parçalı Arabaşı çorbasını denemeli. Tatlılar olarak un helvasına benzeyen Höşmerim veya şerbetli kaymaklı Saçarası seçenekler arasında.  ( Kişi başı 25 – 35 TL )

 3.Gün: 10 Aralık 2011 Pazar

Bugün niyetimiz Konya merkezi ve çevresinde görülebilecek tüm mekanları ziyaret etmek. Konya valliliğin çnünden geçerek Şems-i Tebrizi Türbe ve Camiine doğru yol alıyoruz. Şems Parkının içinde yer alan camide Şem-i Tebrizi'ye ait olduğu düşünülen türbe bulunuyor.


Şems-i Tebrizi Türbesi
Konya yüz ölçümü oldukça büyük aynı zamanda ova olarak tanımlanan düzlük bir şehir.  Şehrin merkezinde bu düzlüğe hareket katan yegane noktalardan biri Alaaddin Tepesi. Tepe üzerine Selçuklu döneminde inşa edilen ve inşası Alaaddin Keykubat zamanında tamamlanan cami oldukça sade. Yazın çok hareketli ve cıcıl olduğunu düşündüğümüz bu tepeden şehri izlemek, Selçuklu saray kalıntılarını görmek mümkün.
Alaaddin Cami
İnce Minareli Medreseyi görmek üzere tekrar yürümeye başlıyoruz, fakat kendimizi Mevlana Kültür Vadisi projesinin en çnemli etaplarından biri olan Kültür  Park'ta buluyoruz. Kabul etmek lazım ki Konya Belediyesi gerçekten çalışıyor. Bu şehir park, bahçe düzenlemeleri, gece ışıklandırları, geniş ve pırıl pırıl caddeleri ve tarihi iç dokusuyla Avrupa şehirleriyle yarışabilecek potensiyele sahip.
Kültür Park
 İnce Minareli Medrese’nin taç kapısı Selçuklu taş işçiliği şaheserlerinden biri, üzerinde Yasin ve Fetih surelerinden ayetler bulunuyor. Medrese 1956’dan beri Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak ziyarete  açık.

İnce Minareli Medrese içi
 Çini Eserleri Müzesi olarak da bilinen Karatay Medresesi 1251 yılında yapılmış. Kubad-Abad Sarayı, Beylikler ve Osmanlı dönemi çinileri sergilenmektedir. Medresenin içi mozaik duvar çinileri ile kaplı.

Meram Bağları